En kısa zamanda ders notları eklenecektir!
Orhan YILDIRAN
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

Türkçesi Varken -T-


tabldot
 : Fransızca table d'höte (ev sahibi sofrası). Karşılığı: seçmesiz yemekÖrnekSeçmesiz yemek usulünde belli yemekleri yemek zorundasınız.

 

tabloid : İngilizce olan bu söz dilimizde "siyasî ve sosyal meseleleri tek bir haberle veren bir tür gazete" anlamında kullanılmaktadır. Bu söze Kurulumuz küçük gazete karşılığını önermektedir. Örnek: Gazeteciler, Washington gibi ciddî işlerin yapıldığı başkentte küçük gazetenin büro açmasını dünyanın sonu olarak görüyorlar.

 

taca çıkmak : yana çıkmak.

 

taç : İngilizce touch (dokunma, değme). Topun, alanın yan çizgilerinden dışa çıkması. Teklif ettiğimiz karşılık: yan.

 

taç atmak (atışı yapmak) : yan atışı yapmak, taç çizgisi: yan çizgisi.

Örnekler: Abdullah, topun yana çıkmasına engel olamadı. Yan atışını Tayfur kullanacak.

 

talk şov : İngilizce talk (konuşma) + show (gösteri, gösteriş). Son zamanlarda ekranda moda olan talk şov, "televizyonda sohbet programı sunan, fakat sohbetten çok kendi sunuculuğunu bir gösteriye çeviren kimselerin yaptığı iş" için kullanılmaktadır. Bu anlamda iki karşılık teklif ediyoruz: çene yarıştırma (orta oyunundan), söz gösterisiÖrnek:Televizyondaki söz gösterisi (çene yarıştırma) programını seyrettiniz mi?

 

talk şovcu : Yukarıdaki maddede anlatılan işi yapan kişi. Teklif ettiğimiz karşılık: çene yarıştırıcı. Örnek: Çene yarıştırıcılık son zamanlarda geçerli bir meslek hâline geldi.

 

tandans : İngilizce tendency. "Belli bir yöne veya duruma meyletme, eğilme istidadı gösterme" anlamında dilimizde kullanılan bu söz için Kurulumuz, eğilim sözünün uygun bir karşılık olduğunda birleşmiştir. Örnek: O, çevresinde daha çok çevreci eğilimiyle tanınır.

 

tayming : İngilizce timing (ayarlamak, saat tutmak). Son yıllarda "bir iş için uygun zamanı seçmek" anlamında dilimizde kullanılmaya başlanan tayming için teklif ettiğimiz karşılık:zamanlama. Örnek: Zamanlamayı iyi yapmak, başarının şartlarından biridir.

 

tea shop : çay evi.

 

teenager : îngilizce teen-ager (On üç ile on dokuz yaşlar arasındaki kimse). Türkçede uzun zamandan beri var olan ve kullanılan ergen kelimesi teenager sözünün tam karşılığıdır. Örnek: 12 yaşından 17 yaşına kadar, özellikle lise çağının ergenleri, kavurucu sıcağa, susuzluğa, açlığa inatla stadyumun etrafını kendilerine mekân edinmişlerdi.

 

teenage : Ergenlik çağı.

 

tefe : Bu söz de tüfe gibi bir kısaltmadır. Toptan eşya fiyatları endeksi. Bu kavram ya bu kısaltmayla veya toptan eşya fiyatları göstergesi sözüyle karşılanır.

 

telekomand : Fransızca telecommande. "Uzaktan kumanda" anlamına gelen bu söze karşılık olarak Kurulumuz, uzaktan komut kelimesini önermektedir.

 

tempo : İtalyanca tempo (zaman). Dilimizde "gidiş, hız, ilerleyiş, gelişme hızı" anlamlarında kullanılmaktadır. Bu anlam için tekliflerimiz: gidiş, hızÖrnekler: Maiyetindekiler onun çalışma hızına yetişemezlerdi. Hayatın ekonomik gidişi içinde sanata fazla yer ayıramıyoruz.

 

Müzikteki tempo için teklifimiz: vuruş. Örnek: Bu parçanın vuruşu çok ağır.

 

tempo tutmak : vuruş tutmak. ÖrnekHep birlikte vuruş tutmaya başladık.

 

terapi : Fransızca therapie. "Hastalık, sakatlık, bozukluk gibi rahatsızlıkların herhangi bir yöntemle tedavisi" anlamına gelen bu söz için Kurulumuz, tedavi kelimesinin uygun olduğunda birleşmiştir.

 

terapist : tedavi uzmanı.

 

termoterapi : Fransızcadan dilimize geçen ve tıp alanında kullanılan bu terim "ısı ile yapılan tedavi" anlamındadır. Kurulumuz bu kelimeye karşılık olarak ısı tedavisi sözünün kullanılmasının uygun olacağı kanaatindedir.

 

test etmek : İngilizce test (tasfiye etmek; imtihan etmek; mihenge vurmak, denemek; tahlil etmek). Son zamanlarda "denemek, mihenge vurmak" anlamlarıyla dilimizde kullanılmaktadır. Bu anlamlar için teklif ettiğimiz karşılıklar: denemek, ölçmekÖrnekDenemeden (ölçmeden) karar vermeyiniz. Reklâmlarda "tadına bakmak" yerine de bazen "test etmek" kullanılmaktadır. Bu durumda tadına bakmak tercih edilmelidir.

 

thalassotherapie : Fransızcadan dilimize geçen bu birleşik söz, thalassa (Yunanca "deniz") ve therapia (Yunanca "tedavi") kelimelerinden oluşmaktadır. "Güneşin, denizin ve kumun insan vücudu üzerinde yaptığı olumlu etkiyle sağlanan iyileşme" anlamındadır. Kurulumuz bu kelimeye karşılık olarak deniz tedavisi sözünü önermektedir. Örnek: Fitness Club açıldı. Tıbbî kontrol altında kişiye özel egzersizler, deniz tedavisi, su içi masajı, aerobik, güçlendirme, germe, gevşeme egzersizleri yapılır.

 

think-tank : îngilizce think (düşünme) + tank (sarnıç; depo; tank). Think-tank (beyin takımı). Fikir üreten uzmanlar grubunu anlatmak üzere son zamanlarda sıkça kullanılmaya başlayan bu terim için teklifimiz: beyin takımıÖrnek: Hükümetlere ve partilere bağımlı beyin takımları başarılı olamıyor.

 

tiraj : Fransızca tirage. Gazetecilik veya dergicilikte sık sık karşımıza çıkan bu söz, "bir basılış sırasındaki baskı sayısı" anlamında kullanılmaktadır. Kurulumuz, baskı sayısı sözünün bu kelime için uygun bir karşılık olduğunda birleşmiştir. Örnek: Yazar, gazetesinin baskı sayısında önemli bir artış olduğunu belirtti.

 

titr : Fransızca titre (ad, unvan, etiket). Kurulumuz bu kelimeye karşılık olarak dilimizde zaten kullanılan san ve unvan sözlerini benimsemektedir. Örnek: İtalya'da her üniversite mezununun bir sanı (unvanı) var, kullanırsanız hoşlarına gidiyor.

 

tomografi : Fransızca tomographie. Türkçede tıp alanında kullanılan bu kelime Türkçe Sözlük'te, "bir organ veya organizma kesitinin röntgenle filmini çekme yöntemi" şeklinde tanımlanmıştır. Kurulumuz bu söze karşılık olarak kesityazar (belgesi) ve bilgisayarlı kesityazar (kısaltması BK) kelimelerinin kullanılmasına karar vermiştir. Örnek: 1998yılı Mart ayı için uygulanacak bilgisayarlı kesityazar ücretleri Resmi Gazete 'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

 

tonmayster : îngilizcede ve Almancada kullanılan tonmaister, radyo ve televizyonda "ses sorumlusu, ses yönetmeni" anlamındadır. Bizde de bu anlamda kullanılmaktadır. Bu söz için önerimiz 

ses

 

yönetmenidir. ÖrnekYapımcılığını İlhan Şeşen'in, ses yönetmenliğini ise S. Gücün'ün üstlendiği kaset 28 Kasımda piyasaya çıkıyor.

 

topless : İngilizce topless. Bir süreden beri basın ve yayın organlarınca kullanılan ve "üstsüz" anlamına gelen bu kelime için Kurulumuz da üstsüz karşılığını benimsemiştir. Örnek: Üstsüz güneşlenen turistler tatilin keyfini çıkardılar.

 

transfigürasyon : Fransızca transfıguration. "Şekil ve görünüşünü değiştirme işi" anlamındaki bu kelimeye karşılık olarak Kurulumuz biçim değişimi sözünü önermektedir. Örnek: Çalışmalarınızda biçim değişimi çok belirgin, mozaik ile bu değişim arasında nasıl bir ilişki kuruyorsunuz?

 

transformasyon : Fransızca transformation, Lâtince trans (ötesinde) + formare (biçimlemek, biçimlenmek). Son zamanlarda daha çok toplumumuzdaki değişimi anlatmak üzere kullanılan bu kelime için teklif ettiğimiz karşılıklar: dönüşüm, biçim değiştirme, şekü değiştirme, kabuk değiştirme. Daha güçlü bir anlatım için kabuğunu çatlatma deyimi de kullanılabilir. Örnekler: Toplumumuz büyük bir dönüşüm içinde. Toplumumuz biçim değiştiriyor (şekil değiştiriyor, kabuk değiştiriyor, kabuğunu çatlatıyor).

 

transparan : İngilizce transparency. "Şeffaf, saydam, ışığa tutunca arkasındaki görülebilen" anlamlarındaki bu kelime için Kurulumuz saydam veya şeffaf sözlerini önermektedir. Çeşitli ince giysiler için içgösterir yerine göre uygun bir karşılıktır. Örnek: Hülya, konserin ikinci bölümünde siyah, içgösterir bir tuvaletle sahneye geldi.

 

transplântasyon : Fransızca transplantation. "Hasta organın veya dokunun sağlam organ veya dokuyla değiştirilmesi, yenilenmesi işi" olarak dilimizde sıkça geçen bu söz, "bitkilerin bir yerden başka bir yere nakli" anlamında da kullanılır. Kurulumuz bu kelime için organ nakli veya organ aktarımı sözlerini önermektedir. Transplântasyonda eğer doku söz konusu ise doku nakli veya doku aktarımı sözleri kullanılabilir. Organın adı geçiyorsa bu durumda nakil sözü yeterlidir: Deri nakli, kalp nakli, böbrek nakli gibi. Bitki biliminde ise bitki nakli ve bitki aktarımı transplântasyon için uygun karşılıklardır. Örnekler: İlk kalp naklini Dr. Christian Bernard gerçekleştirmişti. Doktorlar yaptıkları deneylerde küçükAngelina'nın dokularının ablasına uyduğunu, bunun doku nakli için sevindirici bir sonuç olduğunu söylediler.

 

trap : İngilizce trap (tuzak). Dilimizde atıcılıkta kullanılan ve skeet'le benzerlik gösteren trap kelimesine karşılık olarak Kurulumuz, uçurvur sözünü teklif etmektedir.

 

travma : Fransızca trauma. "1. tıp. Bir doku veya organın yapısını veya biçimini bozan ve dıştan mekanik bir tepki sonucu oluşan yerel yara. 2. psikol. Canlı üzerinde beden ve ruh açısından önemli ve etkili yaralanma belirtileri bırakan yaşantı." Kurulumuz, kelimenin tıptaki somatik hastalıklar için kullanımına karşılık olarak vuruk ve incinme kelimelerini, psikolojide kullanımı içinse sarsıntı sözünü teklif etmektedir. Örnekler: Parmaklarını kontrol edebilen kişinin muhtemelen boynunda ciddî bir vuruk (incinme) söz konusu olmayacaktır. Ünlü bilim adamı, ölüm rehberliği hizmetlerinden derin endişe ve bıkkınlıktan dolayı ciddî bir şekilde sarsıntı yaşayanların da yararlanabileceğini düşünüyor. Basındaki bir kısım yazarlar, "Yediği travmanın sersemliğini henüz üzerinden atamamış bir muhalefet görüntüsü söz konusu" örneğinde görüldüğü gibi travma kelimesini yanlış olarak kullanmaktadırlar. Bu cümlede travma yerine darbe denmesi gerekirdi.

 

travmatoloji : vuruk bilimi.

 

trekking : îngilizce trekking, "Göç, arabalarla bir yerden bir yere seyahat etme" anlamında batıda kullanılmış olan bu kelime, dilimize "spor amacıyla dağlarda yapılan yürüyüş" anlamında geçmiştir. Kurulumuz bu söz için dağ yürüyüşü sözünü önermiştir. Örnek:Turizm Bakanlığının düzenlediği dağ yürüyüşü Kayseri'nin Yahyalı ilçesinde sona erdi.

 

trend : İngilizce trend (eğilim). "Belirli değişkenler kümesinin aynı doğrultuda gösterdikleri düzenli değişim" anlamında kullanılan trend için teklifimiz: eğilimÖrnek: Borsa, tırmanma eğilimini sürdürdü.

 

tripleks : üç katlı. ÖrnekYapsatçılar daha geniş mekânlara olan rağbete bakarak bahçe içinde üç katlı evlere yöneldiler.

 

triyaj : Fransızca triage. "Seçme, ayırma, eleme" anlamlarını taşıyan bu söz, bankacılık ve demir yolları alanında kullanılmaktadır. Kelimenin bankacılıktaki kullanımı "ticarî değeri olmayan senetlerin incelenip ayıklanması" anlamını taşımakta; demir yollarındaki kullanımı ise "çeşitli yönlerden gelen yük vagonlarının gidiş yönlerine göre ayrıldığı, yeni katarların oluşturulup sevk edildiği üç yol demetinden oluşan gar" anlamındadır. Komisyonumuz, bankacılıktaki kullanımı için ayırma, eleme; demir yollarındaki kullanımı için de üçlü alan karşılıklarını önermektedir. Örnek: Belediye tarafından İstanbul Metrosunun üçlü alanının, Ayazağa kampusunda bulunan Kanlı Kavak Vadisi olarak belirlenmesi, İTÜ yetkililerinin tepkilerine yol açtı.

 

tubeless : Fransızca tubeless (iç lâstiği olmayan). Bu kelime için Kurulumuzun önerdiği karşılık

içsiz'dir. Örnek: Artık otomobilime içsiz lâstikler taktıracağım.

 

tüfe : Bu söz bir kısaltmadır. Tüketici fiyatları endeksi. Bu kavram ya bu kısaltmasıyla veya Tüketici fiyatları göstergesi sözüyle karşılanır. Daha önce endeks kelimesi ele alınmış bu anlamıyla endeks yerine gösterge sözü önerilmiştir.

 

türbülâns : Fransızca turbulence. Bu söz dilimizde iki anlamda kullanılmaktadır. Bunlardan biri "gaz ve sıvı maddelerin girdap şeklinde oluşturdukları akıntı biçimi", ikinci anlamı ise "huzursuzluk, rahatsızlık, kargaşa"dır. Kurulumuz bu Fransızca söz için burgaç ve hava burgacı kelimelerinin uygun birer karşılık olduğunda birleşmiştir. Örnekler: Paris seferini yapan yolcu uçağının hava burgacına girmesi sonucu yaralanan hostes önceki akşam İstanbul'a getirildi. Biz, kısa dönemli giriş çıkışları, burgaçları çok büyütüyor, gelişmemizi görmeden çöküyoruz diyoruz.

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol